Atatürk Üniversitesi, 50. yılını Demirel'le kutladı

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 28 Mayıs 2007 21:45, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Atatürk Üniversitesi'nin kuruluşunun 50. yıl dönümü kutlama törenine katılan 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, "Bizim toplumumuzda siyasiler çok kadersizdir. Siyasiler aslında unutulmak için vardırlar, unutulmamak için değil" dedi.

Erzurum'a geldikten sonra Atatürk Üniversitesi Konukevi'nde bir süre dinlenen Demirel, daha sonra Atatürk Üniversitesi Kültür Merkezi A Salonu'na geçti. Demirel, eski rektörlerin de katıldığı üniversitenin 50. kuruluş yıl dönümü töreninde bir konuşma yaptı. Öğretim üyeleri ve öğrencilerle kürsüden sık sık diyalog kuran Demirel, 1950 Türkiye'sinde 4 üniversite, 1960'ta ise 7 üniversite bulunduğunu ifade etti. 1960'tan beri siyasetçi olarak Türkiye'nin hizmetinde olduğunu anlatan Demirel, şunları söyledi:

"Nerede ne var, hangi şartlar hakim hepsini biliyorum. Türkiye'nin bugün 92 üniversitesi var. 1965'te üniversite çağındaki 100 çocuktan 4'ü okuyabiliyordu. Bugün ise 100 çocuktan 30'u okuyabiliyor. Bu rakam da azdır. Avrupa'nın çok altında. Eşik yüzde 50'dir. Türkiye 50'nin üzerine çıkarmalıdır. Diyeceksiniz ki bu kadar çocuğu okutup ne yapacaksınız? Üniversiteden diploma alıyor, iş bulamıyor. Yani cahil kaldığı zaman iş bulabiliyor mu? Hele okuyan ile cahili bir tutamazsınız. Böyle bir yanlışlığa

düşmeyelim. Bugün üniversite okuyan 2.5 milyon çocuğumuz var. Beni gururlandıran bunun yarıya yakınının kız olmasıdır. Çeşitli üniversitelerdeki diploma törenlerine katılıyorum. Oradaki mezun olanların en az yarısının kız olduğunu görüyoruz. Hatta bazı bölümlerde bölüm birincileri kızlardır. Büyük Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduğu zaman üç işaret verdi. Türkiye mutlaka çağdaş, uygar ve zengin olacaktır. Ben 60 sene bu üçünün arkasından koştum. Eğer halkının yüzde 99'u Müslüman olan bir toplumda

kadın, uygar toplumdaki yerini almışsa hiç endişe etmeyin. Sonsuza kadar ayaktayız. Öğretmenlerin yarısı, yargıçların yüzde 40'ı, hekimlerin yarısı kadın. Anayasa Mahkemesi başkanı, beş rektör kadın. Bu Atatürk Türkiyesi, çağdaş Türkiye'dir."

"SİYASİLER UNUTULMAK İÇİN VARDIR"

Türk toplumunda siyasilerin çok kadersiz olduğunu söyleyen Demirel, "Burada bu destanı yaratmada emeği geçenlere teşekkür etmek istiyorum. Devletin yukarı kademelerinde görev yapmış birisi olarak devlet, millet adına teşekkür etmek bana düşüyor. Bizim toplumumuzda siyasiler çok kadersizdir. Siyasiler aslında unutulmak için vardırlar, unutulmamak için değil. Ama unutulurlarsa insan üzülür gibi geliyor. Bunun için çok kere siyasileri ben kollarım. Çünkü ben de siyasetin içinden geliyorum, biraz bana da

dokunuyor. Bu tesislerin burada kurulmasında karar veren bir hükümet, bu kararı çıkaran parlamento, bunu onaylayan bir cumhurbaşkanı var. Atatürk'ün Doğu Anadolu'da bir üniversite kurulması mesajını o döneme taşıyan Celal Bayar'dır. 50'li yıllarda bu üniversitenin nerede kurulması gerektiği sorulduğu zaman Atatürk'ün vasiyetinin Erzurum olduğunu söylemiştir. Ve dönemin hükümet başkanı Adnan Menderes'tir. Buranın temel atma töreninde Celal Bayar ve Adnan Menderes, Milli Eğitim Bakanı Rıfkı Salim Burçak var.

Bunların hepsini bir alkışlayalım" dedi.

"50 YIL BİTTİ, ÖNÜMÜZDEKİ 50 YILA BAKALIM"

Erzurum Atatürk Üniversitesi'yle ilgili bir talep geldiğinde parlamentodakilerin koşarak çalıştıklarını kaydeden Süleyman Demirel, Amerika'daki Nebraska, Pistburg, Ohaio ve Newyork Cityt Üniversiteleri'ne de katkılarından dolayı teşekkür etti. "Bunların hepsini alkışlayalım" diyen Demirel, 50 yılın geride kaldığını, şimdi gelecekteki 50 yıla bakılması gerektiğini kaydetti. Dünyanın küçüldüğünü, sınırların değerini kaybettiğini ve küreselleşmeye tanık olduklarını ifade eden Demirel, insanların birbirine

daha fazla yaklaştığına, iş birliği içinde olduklarına dikkat çekti. Hiç kimsenin yalnız başına ayakta durmasının mümkün olmadığına işaret eden Süleyman Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Herkesin birbirine ihtiyacı var. Bir barış dünyası olacak bu dünya. Ama bu dünyada üç tane önemli hadise var. Dünyada 192 ülke var, bunun 122'si demokrasi, insan hakları ve piyasa ekonomisini kabul etmiştir. Bu yepyeni bir dünyadır ve bu dünyada rekabet sınır tanımayan bir olaydır. Rekabete hazır olmayanların geride kalmaması mümkün değildir. Rekabete hazır olmak ancak bilgi sayesinde olacak. Çağ bilgi çağı. Üniversitelere ve tüm eğitim sistemine çok iş düşüyor. Bugüne kadar başardıklarımızdan daha

fazlasını ve iyisini başarmaya, dünyaya ayak uydurmaya mecburuz. Ve Türkiye, üniversiteleriyle bunun farkındadır. Bir yarış içerisindeyiz. Bu yarışta geçmiş zamandaki gelişmelerin daha sonra farkına varacağız. Ama artık bilgi çağındayız. Ne yapacaksan herkesten iyi yapacaksın. Elektriğin, sanayileşmenin, çevrenin herkes her şeyin daha iyisini yapacak. Bu yarışa var mısınız? Diyeceksiniz ki bizden çok şey istedin. İyi ki resmi görevde değilsin. Ama ben bunları çocuklar ve sizin için istiyorum. Zengin,

hukukun üstün olduğu, hatırının sayıldığı, herkes tarafından dostluğunun arandığı, dünyadaki 10 büyük ülke arasında bir Türkiye için istiyorum. Hep beraber koşalım mı? Evet koşalım. Atatürk Üniversitesi'nin 50. yılında milletime buradan vereceğim mesaj, Atatürk'ün ruhu şad olsun, ebedi istirahatgahında mutlu olsun istiyorsak, gelin bu büyük adıma koşalım. Uygarlık, çağdaşlık içerisinde daha iyi Türkiye için koşalım."

"ABD'Lİ TARİHÇİ JUSTİN A. MCCARTHY: ERMENİLER 90 YILDIR BİR YALANLA UĞRAŞIYORLAR"

Atatürk Üniversitesi'nde 50. ye'f6rev yapmış birisi olarak devlet, millet adına teşıl kutlaması, müzik dinletisinin ardından

ABD Kentucky Louisville Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Justin A. McCarthy tarafından verilen "Ermenilerin Meselesi, Gerçekler ve Yansımalar" konulu konferansla devam etti. Amerikalı tarihçi Prof. Dr. Justin A. McCarthy, "90 yıldır bir yalanla uğraşıyorlar. O zamanki Türk hükümetinin soykırım yapması söz konusu değildir. Soykırım çok ciddi ve büyük bir suçtur. BM'nin en yaygın tanımıyla soykırım bir etnik, dinin ve ulusal bir toplumun topluluk halinde yok edilmesi demektir. Bunu ancak Hitler'in

Yahudilere yönelik yaptığı soykırım karşılayabilir. 1. Dünya Savaşı sırasında Türkiye bir savaş halindeydi ve Ruslara karşı savaşıyordu. Ve Ermeniler Osmanlı İmparatorluğu'nun bir unsuruydu. Herkes askere alındı. O şartlarda o günkü nüfusa göre Ermenilerin Osmanlı ordusuna 50 bin asker vermeleri gerekiyordu. Ancak bazı Ermeniler askere alındı, ama bunu vermediler. Askere alınanlar da silahlarıyla birlikte ordudan kaçarak, Ruslara katıldı. Ajan oldu, çetelere karışıp dağlara çıktı. Bu 50 bin askerin tamamını

Ermeniler vermiş olsaydı Osmanlılar Rus savaşını kazanırdı. İlk Ermenistan cumhurbaşkanının bizim elimizde bulunan bir açıklaması var. Ne diyor. Taşnaklar'a Rusya 2.4 milyon ruble para yardımında bulunmuş. Bu savaş döneminde Ermeniler sürgüne gönderildi kabul ediyoruz, ama bu savaş şartıdır. Bunların yüzde 80'i Suriye'ye sağ olarak vardılar. Aynı şeyi sınır yakınındaki Müslümanlar içinde Ruslar uyguladı. Avrupa Birliği, AB Parlamentosu, soykırımı Türkiye'ye karşı siyasi bir kelime olarak kullanıyorlar.

Tarafsız olmadıkları gibi önyargılılar. Türkler bunu yapmıştır diyorlar. Ama Osmanlı ve diğer ülke arşivlerine göre hiçbir şekilde Türklerin soykırım yaptığı, planladığı ve uyguladığı söz konusu değildir. Bu dönemde en çok Ermeni çetecilerden dolayı Van, Bitlis ve Erzurum'daki Müslümanların yüzde 40'ı öldürüldü. Bu savaş döneminde acı şeyler oldu. Burada olanlar soykırım değil, bir savaş kaybıdır. Bu mantıkla yaklaşılırsa tarih boyunca yapılan tüm savaşlar soykırımdır. Böyle bir şey olamayacağına göre,

Ermeni soykırımı vardır demek doğru değil. Amerika'da ve Avrupa'da Ermeniler ekonomik olarak çok güçlü oldukları için politikacılar onlardan destek alıyor. Karşılığında da soykırımı savunuyorlar. Bu önyargıyı bunu anlatması lazım."

Konuşmasının bitiminde Amerikalı tarihçi Prof. Dr. Justin A. McCarthy'a Süleyman Demirel tarafından fahri doktora cübbesi giydirildi. Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Sütbeyaz, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e ve Prof. Dr. Justin A. McCarthy'a günün anısına birer plaket takdim etti.

Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Sütbeyaz da, 84 yıllık cumhuriyet tarihinin 50 yıllık geçmişine sahip 6. üniversite olarak kurulan Atatürk Üniversitesi'nin rektörü olarak büyük bir heyecan duyduğunu bildirdi. Prof. Dr. Sütbeyaz, 50 yılda cumhuriyet Türkiye'sine 120 bin mezun vermenin gururunu yaşadıklarını belirtti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber